Uğur Meleke / Hürriyet Spor Arena
Galatasaray’ın Süper Lig’deki ilk 180 dakikasında artılar hanesine de, eksiler hanesine de yazabileceğiniz birer ana başlık var: Beş yeni transferine ilk 11’de yer veren, 25 yaş altı 5 futbolcuyla sahaya çıkan Galatasaray’ın bu sezonki en önemli artısı, daha enerjik bir takım olmaları. Geçen sezona göre general/asker dengesini daha iyi sağlamaları. Daha fazla mücadele etmeleri… Nitekim Süper Lig’in ilk haftasında (30 dakika 10 kişi oynamalarına rağmen) 111 kilometre koşmaları bu değişimin bir göstergesi.Ancak Galatasaray’da ilk iki haftada göze çarpan en önemli eksiklik de yetenek departmanında. Topa sahip oluyorlar, oyunu rakip yarı alana yığıyorlar ama sarı kırmızı formalılarda fark yaratacak oyuncu sayısı hâlâ yeterli değil. Kerem gününde olduğunda kreatif işler yapabiliyor, Diagne zaman zaman fark yaratabiliyor. Cicaldau’nun dün 1-2 ekstrası vardı. Ama fazlası yok. Takımın önemli kısmı koşucu-mücadeleci. Bir büyük takım için bence yaratıcılık departmanı biraz eksik.
Giresun maçında ilk gol Diagne’den geldi. İlk penaltıda Boey’i kaçıran Diagne’ydi. İkinci penaltıda faulü alan Diagne’ydi. Kerem’in net pozisyonunda ara pasını veren de yine Diagne’ydi! Bu sezon Galatasaray’ın aldığı bir diğer galibiyet de İskoçya’daydı. Ve o maçın da özeti aslında büyük ölçüde bir Kerem Aktürkoğlu solosuydu. Dün Olimpiyat Stadı’nda Luyindama’nın galibiyet golüne kadar böyle parlak bir solo performans ortaya çıkmayınca topa sahip görünen ama yeterince üretemeyen bir Galatasaray izledik.
Dünün Galatasaray adına en olumlu manşeti bence Danimarkalı Nelsson’un sol stoper performansıydı. Fenerbahçe’nin Min-Jae Kim, Galatasaray’ın da Nelsson transferleri son derece olumlu izlenimler bıraktılar ilk maçlarında. İki oyuncunun da ortak yönü risksiz ve güvenilir oyunları. Rumen Cicaldau’ysa ilk maçına göre biraz daha kıpırdadı ama o ağır fiyat etiketinin baskısı hâlâ hissediliyor. Yine de soldan Cicaldau’nun kullandığı kornerler, sağdan Van Aanholt’un kullandıklarına göre çok daha etkiliydi.