TV 24’de Evren Göz’ün hazırlayıp sunduğu Güzel Oyun programına katılan Efsane Kaptan Bülent Korkmaz’ın açıklamaları
Biz 96-2000 arası oynarken ne olacağını biliyorduk maç oynanırken. Şampiyon olacağımızı, güçlü olduğumuzu, rakibin bizden korktuğunu biliyorduk…
ŞAMPİYONLAR LİGİ’Nİ KAZANIRDIK
2000’de UEFA Kupası’nı kazandıktan sonra Fatih hocayla devam edilseydi biz Şampiyonlar Ligi’ni alırdık. Hoca gitmek istemiş olabilir yöneticiler tutması lazımdı. Fatih hoca kafaya taktı mı yapar biliyorsunuz. Böyle dönemler çok oldu. Daha büyük başarılar olurdu rahat olurdu.
BÜYÜK KAPTAN KADRO DIŞI
Kitap yazmayı düşünüyorum da, yazarken bazılarını incitirim diye yazmak istemiyorum… Ayrılma aşamasındaydım Avrupa’ya gidebilirdim, eşim burada bana çok destek oldu. Ali Dürüst sağ olsun bana ‘sana söylenen rakamların daha aşağısını vereceğiz’ ben de ‘sorun yok’ dedim, onlar zannediyor ki ben paraya bakıyorum.. Fatih hoca da sağ olsun kabul etti, sonra kabul ettikten sonra daha zor geçti benim için. Bazen yalnız antrenman yaptım, ama formayı kapınca da vermedim!
Herkesin bir hikayesi vardır ama benim hikayemi yaşayacak futbolcu, futbolu bırakırdı… Çok üzüldüm, uyumadığım dönemler oldu ama bir şeyi aklımdan çıkarmadım ‘çalışarak buradan çıkacağımı biliyordum’ ve formayı kaptım…
UEFA kupasına giderken, her ülkenin en formda takımını eledik biz, şimdi ki statü daha kolay.
DÖNÜM MAÇI
Almanya’da oynadığımız Dortdmund maçı… Sezon başından beri ilk kez 11’de oynuyorum. Benim futbol hayatımın dönüm maçıydı. Çok iyi oynadım. Ya zirveye çıkacaktım ya da alenen bir futbolcu olacaktım. Hele hele Almanya’da ki maçlarda zaten rahattık full bizimkiler dolduruyordu sahayı. Biz deplasmana gittik sanmıştık. Onların meşhur kale arkası vardı ya o maçta bizimkilerle doluydu orası.
OLAYLI LEEDS MAÇI
Deplasmana gittiğimizde siyasi figürlerinde bizimle gelmesi çok önemliydi. Taraftar gelmedi yasaktı, o olaylar Leeds’i çok etkiledi. Biz sahaya çıkarken hiçbir terbiyesizlik görmedik, taraftarla aramızda tel yok ya atlasa boğacak bizi. Ama hiçbir şey yapmadılar. O atmosferde hangi takım olursa olsun elenirdi.
UNUTULMAZ FİNAL
Maça erken gittik. Göl kenarında bir otele gittik. Müthiş bir güvenlik vardı. Tabi biz meydandan haber alıyorduk olaylar falan çıkmış onları öğreniyorduk. Fatih hoca takımı bi saha vardı orda, orada açıklayınca heyecan başladı biz de. Otobüse bindik maça gidiyoruz ben böyle bir heyecan görmedim, ya ısınıyorum heyecan gitmedi, Allah Allah diyorum, 5-10 dakika sonra heyecanımız gitti. Çok olumsuz şeyler oldu Hagi atıldı benim omuzumun çıkması falan. Bu kadar olumsuzluğun sonunda bir olumlu şey olacak herhalde dedim. Hiç unutmuyorum ‘Dağ başını duman almış’ bestesi söylendi, hala tüylerim diken diken oluyor… Bir orkestra şefinin yönetmesi gibiydi… Ben ilk defa hayatımda böyle birşey ile karşılaştım. Hele o Tafferel’in kurtarışı; maç bitti dedim içimden.
Kolum çıktı, oynamak istiyorum, Burhan abi ‘oynayamazsın’ dedi ‘ya sar’ dedim. Bir kere çıktı zaten ben taktım geri kolumu. Her zaferin bir sembolü vardır ya hani bence oranın sembolü de o olaydır. Maç bitti herkes koşuyor nereye koştuğumuzu da bilmiyoruz. İlk defa kazanıyoruz abi ne yapalım bilemiyorsun.
Maçtan sonraki olay çok enteresan; ertesi gün normal bir maç kazanmış gibiyiz ya uçağa bindik falan hissedemiyoruz ama ne zaman kendi ülkene adım atıyorsun o sevinci, o değeri anlıyorsun.
UEFA KUPASI 5-6 GÜN BEN DE KALDI
UEFA Kupası 5-6 gün ben de kaldı, kimse de sormadı. Ben de sokaktan geçen bütün arkadaşlarımı kupayla fotoğraf çektirdim, komşu geldi çektirdi gitti, akrabam geldi çektirdi, herkes çektirdi. Sonra ben kupayı tesise götürdüm ‘aa kupa sen de miydi’ dediler bana.
SÜPER KUPA
Jardel çok büyük golcüydü. Sezon başında adam yürümüyordu. Bunu mu aldılar falan diyorduk beklentimiz vardı. Adam meğerse büyük maçları bekliyormuş nerden bilelim kardeşim biz. Her şekilde gol atıyordu bakın her şekilde. Altın gol ile aldık Madrid’i. Tabi onların bize saygısı vardı. Bizim ne olduğumuzu biliyorlardı. Avrupa’nın en büyüğü kim? Kupası Süper Kupa. Avrupa’nın en büyüğü Galatasaray.
Kulüpler her zaman kalıcıdır, bizler geçiciyiz, bizler görevimizi yaparız ve bırakırız. Taraftar ve kulüpler kalıcıdır. Oynayanları önemsemelisiniz… Benim gibi başlayıp bitirenleri önem vermelisiniz. Maalesef ben Galatasaray Kulübü’nün içinde yöneticilerden bunu görmedim, kulüp demiyorum. Ben Galatasaray Kulübü’nde 100 maça çıkan ilk Türk oyuncusuyum, ilk 100. Milli formayı giyen Galatasaraylı oyuncuyum kulüpten plaket yok. Yöneticiler hatırlanmıyor, oyuncular hatırlanıyor yöneticiler bunu bilsin. Beni bırakırken bile bir çok kulüp istedi ama benim bir idealim vardı; para benim için bir ideal değil, benim idealim Galatasaray Spor Kulübü’nde başlayıp Galatasaray Spor Kulübü’nde futbolu bırakmaktı. Bir oyuncu olarak, bir emekçi olarak, bir işçi olarak ne derseniz diyebilirsiniz.
BELGESELİ İZLEMEK İÇİN: